2016 yılında Girne Amerikan Üniversitesi, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümünden % 100 burslu olarak mezun oldum. 2017 yılında ise bir Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi'nde Kurum Müdürü olarak çalışmaya başladım, hala aktif olarak bu görevime devam etmekteyim. Özel eğitim ile ilgili sorularınıza da cevap vermekten mutluluk duyarım.
Bu süre zarfında kendimi Psikolojik Danışmanlık alanında geliştirebilmek adına çeşitli eğitimlere katıldım. Bunlar;
Bunun dışında sizlere kendi alanımda hizmet verebilmek adına 2018 yılında Mert Tekin Psikolojik Danışmanlık Merkezi'ni kurma kararı verdim. İnsanların hayatında onları yargılamadan dinleyen, anlayan ve çözmekte zorlandığı durumları veya yaşadığı duygu karmaşalarını onlarla birlikte kontrol etmeye çalışan bir kişinin olması gerektiğine inanıyorum. Kariyer amacım sizlerin hayatında bu kişi olabilmek üzerine kurulu çünkü, günümüzde yaşanan problemlerin tümü bireyin kendini ya da çevresindeki insanları anlayamamasından kaynaklanıyor. Bu konularda sizlere profesyonel bir destek sağlayabilmekten mutluluk duyarım.
Psikolojik danışma bireylerin kişisel, sosyal, mesleki, daha geniş bir kapsamla yaşamını etkileyen konularda kendini daha iyi anlaması , bu konularda sağlıklı kararlar verebilmesi, sorunlarla baş edebilme becerilerinin gelişmesi, var olan potansiyelini hayata geçirebilmek amacıyla uzman kişilerden profesyonel destek alma sürecidir. Danışmana başvurmak için derin ve ruhsal problemlerin olmasına gerek yoktur. Psikolojik Danışma insanın yaşam kalitesini arttırma kendinin farkına varmasına dayanır.
Psikolojik danışmanlık sürecinin en temel esaslarından biri ise gizliliktir. "Danışan" ve "Danışman" arasında güvene dayalı bir terapötik ilişki kurulur. Danışanın anlattıklarını danışman profesyonel meslek sırrı olarak saklar. Analitik psikolojinin kurucusu olan Carl Gustav Jung'a BBC'de katılığı bir programda meslektaşı Sigmund Freud'un rüyalarının içeriği sorulduğunda Freud hayatını kaybedeli yıllar geçmiş olmasına rağmen bununla ilgili bilgi vermeyeceğini meslek sırrına, danışanına olan saygısının yaşamdan daha uzun olduğunu söyler. ( Programın o kısmını buraya tıklayarak izleyebilirsiniz.) Danışanlarım ile aramdaki ilişkiyi her zaman bu ilke doğrultusunda kurmaya çalışırım.
Günümüzde psikolojik danışmanlık daha kaliteli bir yaşam sürmek isteyen tüm bireyler için ihtiyaç haline gelmiştir ve danışanlar için herhangi bir yaş sınırı bulunmamaktadır. Bu yüzden danışmanlık hizmetlerini çocuk-ergen ve yetişkinler ile danışma olarak alt başlığa alabiliriz. Uşak psikolog seans fiyatları ile ilgili bilgi almak için arayabilirsiniz
Çocuklarla psikolojik danışma sürecinin temel amacı çocuğun sağlıklı bir kişilik geliştirebilmesi, potansiyelini verimli kullanan, başarılı bir birey olarak yetişmesi sağlamaktır. Bunun yanında ailelerin çocuklarının sağlıklı bir karakter geliştirmesindeki rolü ve onlara nasıl yaklaşması gerektiği konusunda bilgi sahibi olmaları hedeflenmektedir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite, Öfke ve saldırganlık problemleri, okulda başarısızlık ve ya isteksizlik, Wiscar zeka testi ile IQ ölçümü, akran zorbalığı gibi çocuklarda çalıştığımız konular ile ilgili ayrıntılı bilgiye blogumuzdan ulaşabilirsiniz
Ergenlik dönemi kendine has özellikleri olması bakımından çocuklar ve yetişkinler ile psikolojik danışmadan daha farklı bir alandır. Ergenlik dönemi bireyin kişiliğinin oturmaya başladığı, hayata karşı bir bakış açısı geliştirdiği ve bedensel gelişimin en hızlı olduğu dönemdir. Bu dönemin içinde depresyonlar, aile karşı olan tavırların sürekli değişken olması, fiziksel olarak kendini beğenmeme gibi problemler yoğun yaşanır. Bunların temel sebebi aileye ve çevreye karşı bir birey olduğunu ispatlama çabasıdır.
Ergenlerle sıklıkla depresyon, sınav kaygısı, obsesif-kompulsif bozukluk ( yüksek seviyede takıntılar ), saldırganlık ve öfke problemleri, kimlik kazanımı, yeme bozuklukları, okul başarısızlığı gibi konular çalışılmaktadır.
Bugün sosyal yaşamın gündemini oluşturan problemlerin önemli bir kısmı psikolojik kökenlidir. Kişinin psikolojik problemleri ile ilgili bir yardım almaya yönelmesi ya da yönlendirilmesi, çoğunlukla şu üç temel duygulanımda yaşadığı rahatsızlığının belirli bir seviyenin üzerinde seyretmesiyle belirir: üzüntü, kırgınlık ve endişe. Burada belirleyici olan kişinin günlük yaşantısının akışını engelleyecek ölçüde rahatsızlık verici bir seviyede yaşıyor olmasıdır.
Yetişkinlere yönelik danışmanlık süreci; kişinin kendini tanımasını, anlamasını ve farkındalık kazanmasını sağlar. Bu farkındalık ile kişinin, kendisi ve içinde bulunduğu durumla ilgili sağlıklı kararlar alarak sıkıntılarıyla baş edebilir hale gelmesi amaçlanır.
Günlük yaşamın bir gereği olan psikolojik destek sadece acil durumlarda değil tedbir alma ve yaşam kalitesini yükseltme açısından da gereklidir.
Bireysel psikolojik danışma çalışma alanları şu şekildedir;
Çift ve Aile Danışmanlığında çalışılan konular;
Aile danışmanı, ilişkiler açısından sorunları olan insanların, evlilik, ayrılık ve boşanma sırasında, çocuklarla ve aile ile ilgili kişisel veya kişiler arasındaki sorunların üstesinden daha rahat bir şekilde gelmelerine yardımcı olmaktadır. "aile danışmanlığı" Aile danışmanlığı, incinmiş duygular, siz ve eşiniz arasındaki veya ailedeki diğer bir kişi ile olan sorunlar, yeni yaşam düzenlemeleri ve çocukların bakımı ve mali düzenlemeler konusundaki sorunlarla ilgili olabilir.
Aile danışmanlığında kişiler ailede yaşanan bir problemi, kendi bakış açılarından ortaya koyarlarken danışman, kişilerden her birinin;
Aile danışmanlığının inceleme konusu aileyi oluşturan bireyler değil; bireyler arasındaki ilişkinin, iletişimin niteliğidir o Aile danışmanı, aile üyelerinin birbirleriyle ilişkilerinde aksayan yönleri ortaya çıkarmaya ve aile üyelerinin de bunu görmesini sağlamaya çalışır.
Aile Danışmanı hangi alanlarda çalışır ?
Uşak Psikolojik Danışmanlık
Artikülasyon ,konuşma seslerinin üretiminin motor hareketlerini içerir. Artikülasyon sorunları, çocuğun belirli sesleri üretmekte güçlük çekmesi veya sesleri yanlış üretmesidir. Artikülasyon bozukluğunda birey konuştuğu dile ait bazı sesleri uygun şekilde üretemez; bu da konuşmanın başkaları tarafından anlaşılmasını etkiler.
Örneğin: Artikülasyon bozukluğunda; tek tek seslerin üretiminde sorunlar görülür (ör: /r/ yerine /y/, /ş/ yerine /s/, /k/ yerine /t/ söylemek gibi), /arı/ yerine [ayı], /kapı/ yerine [tapı] demesi gibi. Artikülasyon problemleri konuşmanın şekillendiği artikülatör bölgelerdeki anatomik-fizyolojik yetersizliklere dil, diş ve dudaklarda hafif derecedeki yapısal farklılıklar, dudak-damak yarıklığı gibi yapısal bir anomali, işitme engeli, dizartri gibi nörolojik kaynaklı problemler, oral kas sisteminin veya motor planlama sisteminin nörofizyolojik işlevinin bir şekilde aksaması sonucuna bağlı olarak gelişebildiği gibi her hangi bir yetersizlik olmaksızın yanlış öğrenmelere bağlı olarak da görülebilir. Ayrıca zeka engeli ya da psikolojik sorunlar, artikülasyon bozukluğuna eşlik edebilir.
Çocuklarda görülen artikülasyon sorunlarına zamanında müdahale etmek önemlidir. Doğru ses yerine başka bir ses kullanıldığı durumlarda bu sorunu destek alarak ile ortadan kaldırmak ve doğru sesi ürettirmek yapısal bir bozukluk olmadığı durumlarda genellikle olanaklı olmaktadır. Ancak doğru kullanımı günlük konuşmada alışkanlık haline getirmek zaman almaktadır. Uzun süredir yanlış şekilde kullanılmaya alışılmış bir sesi zaman içinde düzeltmek çok daha zor olmaktadır. O nedenle erken müdahale ile yanlış ses kullanımlarını önlemek ve doğru şekilde kullanımı alışkanlık haline getirmek gerekmektedir. Bazı aileler çocuklarındaki artikülasyon sorunlarının zamanla ortadan kalkacağı inancı ile bazen gereğinden fazla beklemeyi tercih edebilmektedirler.
Bilinmelidir ki artikülasyon bozuklukları her zaman kendiliğinden düzelmez ve ileri ki yaşlarda da sürer. Zamanında düzeltilmeyen problemlerde yaşıtlarından farklı bir konuşma alışkanlığına sahip olan bu çocuklar arkadaşları arasında alay konusu olabilmekte, bu da çocukları sosyalleşmekten ve toplum içine girmekten alıkoymakta ve bazı psikolojik sorunları beraberinde getirebilmektedir.
Ayrıca artikülasyon sorunları daha sonra ortaya çıkabilecek okuma-yazma sorunları için de risk faktörüdür.
Kekemelik; kelimeler, sesler ya da hecelerin tekrarlanması, konuşma sırasında duraklama veya dengesiz konuşma hızı ile karakterize bir konuşma bozukluğudur. En sık olarak 2 ila 6 yaş arasında meydana gelen kekemelik tüm çocukların yaklaşık %5 ila 10'unu etkiler. Kekemelik görülen çocukların %25’inden fazlasında bu durum yetişkinliğe kadar devam etmez. Genellikle, çocuğun gelişimi ilerledikçe tamamen kaybolur. Kalıcı olabilecek durumlarda erken müdahale ile yetişkinlikte problemin devam etmesi önlenebilir.
Kekemelik süreç nasıl işler ?
Kekemelik sorunu bulunan çocukların hepsi tedaviye ihtiyaç duymaz, çünkü gelişimsel kekemelik genellikle zamanla kendi kendine ortadan kalkar. Çocuk psikiyatrisi uzmanı tarafından yapılan kapsamlı bir değerlendirmeden sonra, en iyi tedavi yaklaşımı konusunda bir karar alınabilir. Tedavide kullanılan birkaç farklı yaklaşım mevcuttur. Bireysel farklılıklar ve ihtiyaçlar nedeniyle bir kişi için faydalı olan bir yöntem bir başkası için etkili olmayabilir. Tedavi kekemeliği tamamen ortadan kaldıramayabilir, ancak kişiye aşağıdakilere yardımcı olacak becerileri öğretebilir:
Süreç içinde konuşmadaki kesintileri azaltabilir ve çocuğun özgüvenini artırabilir. Konuşma hızı, nefes desteği ve gırtlak gerginliği gibi konuşma kalıplarını kontrol etmeye odaklanır. Destek için en iyi adaylar şunlardır:
Ebeveynler, çocuklarının problemi daha hızlı atlatmasına yardımcı olmak için terapötik teknikleri kullanabilir. Çocuk konuşurken sabırla dinlemek sorunu aşamada önemli bir basamaktır.
Çocuklar yaşadıkları korkular, problemler ve travmalar konusunda kendilerini yetişkinler gibi konuşarak ifade edemezler. Bu nedenle yetişkinlerde uygulanan teknikler ve danışmanlıklar çocuklarda uygulanamaz. Bu noktada ise çocukların kendilerini doğal yollarla dışa vurması sağlayabilmek için devreye oyun ile danışmanlık giriyor. Biliyorsun ki çocukların en iyi yaptıkları şeylerden biri oyun oynamak.
Oyun ile danışmanlık , çocukların kelimeler yerine oyun ve oyuncaklarla kendilerini ve ihtiyaçlarını ifade edebilmeleri üzerine kurulu olan özel bir danışmanlık türü. Bu yöntemle, tıpkı yetişkinlerin danışmanlık sırasında problemlerini konuşarak anlattığı gibi çocukların da kendilerini oyunlar yoluyla ifade etmeleri amaçlanır. Otizmli çocukların duygusal gelişimleri ve kendilerini ifade etmelerini sağlamakta da oldukça etkili.
Oyun Danışmanlığı ne işe yarar ?
Oyun ile danışmanlık eğitiminde, çocukların kendi içlerinde mücadele ettikleri duygusal deneyimlerini yansıtmalarını sağlayacak oyunlar oynanır. Bu danışmanlık çeşidinin çocuklara neler sağladıklarına bakalım:
Oyunun faydaları:
Oyun Danışmanlığı hangi durumlarda kullanılabilir:
Oyun , çocuklarda psikolojik kökenli pek çok duygusal problem için fayda sağlıyor. Bu sorunların neler olduğuna şöyle bir bakalım:
Uşak Oyun İle Danışmanlık
Minesota çok yönlü kişilik envanteri 1939 yılında yapılmış olup zaman işinde günümüz şartlarına göre uyarlanarak günümüzdeki halini almıştır. Halen Dünya genelinde en sık kullanılan kişilik testidir.
MMPI çok yönlü kişilik envanteri sadece psikolojik sorun olup olmadığını ölçen bir test değildir. Uygulanan testte kişinin psikolojik sorunlarının olup olmadığının tespitinin dışında genel olarak kişinin nasıl biri olduğunu belirleyebilmekte, uygulanan kişinin normal kişilik özelliklerini de ortaya çıkartabilmektedir. Bu kapsamda evlenmeyi düşünen çiftlerin birbirine kişilik olarak uygun olup olmadığını belirlemekte ya da işe alımlarda işe uygunluğu belirlemekte de kullanılabilmektedir.
Mmpı Kişilik envanteri psikolojik danışma merkezlerinde şu alanları incelemek için kullanılır.
Çocuğun okul yaşantısının başlangıcı olan 1.sınıf onun hayatında çok önemli bir deneyimdir. Çocuğun öğrenme ve eğitim süreci ile ilk tanışması, ilk deneyimlerini yaşadığı 1.sınıf onun bütün okul hayatı boyunca "okul ve eğitim" kavramlarını nasıl algılayacağını belirlemektedir.
Metropolitan Okul Olgunluğu Testi, çocukların ilkokula hazır olma durumunu değerlendiren ve 6 alt bölümden oluşan bir testtir. Çocuğun ilkokulda ihtiyacı olacak alanlardan sözcük dağarcığı, kelime, nesne bilgisi, işitsel dikkati ve yönerge takibi, neden-sonuç ilişkisi kurabilme becerisi, görsel dikkat, sayı bilgisi, ince-motor kas ve el-göz koordinasyonu değerlendirilir.
Bu bilgiler ışığında okula başlamadan önce güçlü olduğu alanlar ve geliştirilmesi gereken alanlar hakkında bilgi verir.
Wechsler Çocuklar için zeka ölçeği, araştırmalarda ve IQ ölçümünde dünya genelinde en sık kullanılan geçerliliği ve güvenliği en yüksek olan testtir. Alt testlerinde değişik alanlarından örnekler bulunması , yorum ve puanlama esaslarının belirginliği, psikometrik özelliklerin doyurucu olması, bu ölçeğin tercih edilmesine katkıda bulunmaktadır.
WISC – R zeka testi 6-16 yaş grubuna yönelik uygulanan bir zeka testidir. Test bireysel olarak uygulanmaktadır .Uygulaması 1 – 1,5 saat sürmektedir. Her alt testin soruları test yönergesine uygun bir şekilde çocuğa yöneltilir ve çocuktan sorulan soruları yanıtlaması istenir. WISC-R testi, ana hatlarıyla iki farklı parçadan oluşur: Sözel Zeka Bölümleri ve Performans Zeka Bölümleri. Bu iki bölüme ait 6’şar tane test vardır. Yani toplamda 12 test vardır. Bu iki gruba ait testler birbiri ardına verilir. Çocuk, sözel zeka bölümüne ait bir test uygulandıktan sonra, bir performans zeka testi verilir.
Kısa süreli çözüm odaklı danışma yaklaşımı 1980’li yıllardan itibaren Steve De Shazer ve Insoo Kim Berg tarafından geliştirilen bir yöntemdir. Kısa süreli çözüm odaklı yaklaşım bir problemi çözmek için sorunun sebeplerini ortaya çıkarmaya gerek olmadığı savunmaktadır. Sorunun nedenleri araştırılması ve ortaya çıkarılması yerine danışanın çözüme kavuşturduğu sorunlarında uyguladığı işe yarar çözümler üzerinde durulur. O’ Hanlon şöyle demiştir; ’’ Sorunun doğasını analiz etmekten kurtulmaları için insanları cesaretlendirir; bunun yerine uygun çözümler bulmalarını ve buna göre harekete geçmeleri sağlar.’’
Steve De Shazer ve Insoo Kim Berg’in yaratıcı yaklaşımları ile doğan bu yöntemin özünde şunlar yatar:
• Her bireyin çözüm yolu farklıdır.
• Sürecin hedefini yalnızca danışan belirleyebilir.
• Danışanın eksikliklerinden çok kaynakları aranır.
• Geçmişle problem arasında bağlantı yoktur. Geçmişe değil geleceğe odaklanılır.
• İyi sonuç veren hiçbir şey değiştirilmez.
• Yapılanlar işe yaramıyor ise tekrar denenmez. Yeni bir yol aranır.
• Olumlu bir havada geçer.
• Her seansta ilerlemelerin altı çizilir.
• Her seansın hedefi bir sonraki adımdır.
• Değişim küçük bir hareketle başlar ve çığ gibi büyür.
Uşak Psikolojik Danışman
Sizlere değer veriyoruz. Mesai saatleri içinde bizi dilediğiniz zaman arayabilirsiniz.
0544 567 20 94
Fevzi Çakmak Mahallesi, 1. Yay Sokak No:1, Kat:7 Daire No:68 Ertuğrul Plus İş Merkezi Uşak/Merkez
Bugün | Randevu ile |
Telif Hakkı © 2019 Mert Tekin Psikolojik Danışmanlık - Tüm Hakları Saklıdır.